Dünya

İslâm düşmanlığına karşı "ortak hareket" çağrısı!

Abone Ol

Georgetown Üniversitesi’nde 30 Eylül-1 Ekim'de "İslâm Düşmanlığının Tarihi ve Küresel Uygulamaları" temasıyla uluslararası konferans düzenlendi. Konferansa, Georgetown Üniversitesi öğretim üyelerinin yanı sıra sosyolog Yasin Aktay'ın da aralarında bulunduğu akademisyenler, gazeteciler, sanatçılar ve üniversitenin öğrencileri katıldı. Müslüman karşıtlığı olgusunun dünya çapında yayılmasına neden olan çeşitli küresel, tarihi, dini ve politik faktörler üzerinde duran katılımcılar, nefret, önyargı ve ayrımcılık uygulamalarını ortadan kaldırmak için araştırma, diyalog, ortak çalışma ve iş birliğinin önemini vurguladı.

Konferansın kapanışında konuşan Georgetown Üniversitesi Dekanı Safvan el-Mısri, Katar'ın, ırkçılığın tüm biçimleri ve tezahürleriyle yüzleşmek için küresel girişimlere öncülük ettiğini söyledi.

Eğitim, farkındalık oluşturma, diyalog, politika geliştirme ve uzmanlar ile siyaset yapıcıları birleştiren toplantılar düzenlemenin, bu alanda yürütülen çalışmalara örnek verilebileceğini kaydeden Mısri, "Konferansın, İslâm düşmanlığına dikkati çekmek, yıkıcı etkileriyle yüzleşmek ve aktivistler, eğitimciler ve aydınların çabalarını desteklemek için gerçekleştirildiğini" vurguladı.

Sorunun entelektüel kökenlerinin ele alındığı tartışma oturumunda konuşan Leeds Üniversitesi Retorik ve Sömürgecilik Karşıtı Düşünce Profesörü Selman Seyyid ise Müslüman karşıtlığının, "Müslümanların toplumlara entegre edilmesinin" mümkün olmadığı düşüncesine dayandığını kaydetti.

Seyyid, "İslâm düşmanlığı, her ne kadar İslam inancını hedef alan bir tür ırkçı yönetim biçimi olsa da bir kişinin İslâm düşmanlığına maruz kalması için Müslüman olmasının şart olmadığını, Müslümanlara yakın olması veya Müslüman olarak görülmesinin yeterli olduğunu" söyledi.

Georgetown Üniversitesi’nde din, uluslararası ilişkiler ve İslami çalışmalar profesörü ve Prens el-Velid bin Talal Müslüman-Hıristiyan Uzlaşı Merkezi ve Köprü Girişimi'nin kurucu direktörü John Esposito ise, "İslâm düşmanlığı yakın zamanda ortadan kalkacak bir olgu değil, bilakis giderek daha da kötüleşiyor" değerlendirmesinde bulundu.