İnsanlığın Vebası!

Abone Ol

Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Bu yazımızda sizlere yakın tarihe göz atarak Yahudiler hakkında edindiğimiz bilgileri aktaracağım. Rönesans dönemini Avrupalının bilimi, icatları ve teknolojik gelişmeleri ortaya koyduğu çağ olarak biliyoruz. Bu dönemde Yahudiler, Avrupalılar tarafından “mutfak faresi” ismi ile anılıyordu. Nedeni onların nerede olurlarsa olsunlar, tutundukları hırsızca tavırlarıydı. Ticaretten tutun her türlü ilişkilerine kadar güvensiz olmalarıydı. Yani hırsızlıkları ile meşhur olmuşlardı. Zamanla bu durum tüm Avrupa da duyulmaya ve yayılmaya başlayınca uzunca zaman bu lakapla anıldılar.

ABD’nin büyümesi ve özellikle Hollywood’un kurulmasıyla birlikte orada da etkili oldular. Üzerlerinde olan “mutfak faresi” hırsızlık algısını kırmak için başta Mickey Mouse, Tom ve Jerry gibi fare karakterleri tasarlayarak tüm dünyada meşhur ettiler. Yeni nesiller için özellikle çocukların zihninde fare sevimli bir karakter olarak yer etti. Bu ve buna benzer birçok alanda algılarla oynadılar. Siyasetten tutunda inanca kadar hiçbir alanı boş bırakmadan bilimsel ve fikirsel çalışmalarla insanlığı meşgul ettiler.

İnsanları kolayca yönetmek adına, bölerek güçsüz bıraktılar. Komünizmden tutun liberalizme ve demokrasiye kadar bugün bilinen tüm fikirlerin ortaya çıkmasında etkili rol oynadılar. Özellikle inançları gereği kendilerini üstün ırk, gerçek insan olarak nitelendirdiler, Yahudi olmayan insanları hayvan olarak gördüler. Bu algıya inandırmak içinde bilim adamlarının ağzından insanlığın maymundan geldiğini iddia ederek “evrim teorisini” ortaya attılar. Ortaya koydukları gerekçe ne olursa olsun bugün halen bu teoriyi savunan ve bilimselliğine inanan insanlar bulunuyor.

En büyük etkiyi ekonomik alanda gerçekleştirdiler. Tefecilik onların ortaya koymuş olduğu nesillerinden gelen mirasları. Nerede başarılı üretim yapan bir firma varsa başına üşüşüp batırmak ya da kendi zimmetlerine geçirmek için fırsat kolladılar. Neredeyse tüm ülkelerde uluslararası ticarette sıkı bir bağ içinde olup birlik olarak güçlendiler. Bizim ülkemizde yoksa olan yerlerden getirip zenginliklerini katladılar. Özellikle merkez bankalarının elindeki varlıkları tahvil ve bonolarla kullandılar. Bu alanda ki etkileriyle birçok devlette gizli yönetici ve güç oldular.

Bu anlamda son bir bilgiyi de dikkatinize sunuyorum. Sovyetler Birliğinin kurucusu olan 27 kişiden 24’ü Yahudi’ydi. Birlik dağılınca bir anda Rusya Yahudi’si olan petrol milyarderleri ortaya çıktı. Bulundukları ülkelerde isimlerini değiştirerek (Yahudi isimlerini kullanmadılar) o ülkenin vatandaşı olduğuna inandırdılar. Ülkemizde de durum aynı şekilde gerçekleşti. Büyük büyük bankalar, ülkenin en güçlü markaları onların elinde. Güven duyalım diye isimlerini Ali, Mustafa, Ahmet olarak bilmemizi istediler ama asılları Yahudi ve onlara hizmet eden yapının kendisi oldular.

1948’te Filistin de sayıları çok az olan Yahudiler bir anda Kudüs idealleri için oraya Avrupa’dan gelerek nüfuslarını sistemli bir şekilde arttırdılar.

  • İşgal altındaki Filistin toprakları 1967'den bu yana İsrail askeri kontrolü altında olup, bu da onu modern tarihin en uzun işgali yapıyor.
  • İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki en az 250 yasa dışı yerleşim yerinde 600.000 ila 750.000 arasında İsrailli yerleşimci yaşıyor.
  • İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki en az 250 yerleşim yerinde (130 resmi, 120 gayri resmi) 600.000 ila 750.000 arasında İsrailli yerleşimci yaşıyor.
  • İngiliz kayıtlarına göre 1920 ile 1946 yılları arasında Filistin'e çoğunluğu Avrupa'dan olmak üzere 376.415 Yahudi göçmen geldi.  1935'te zirveye ulaştığında 61.854 Yahudi Filistin'e göç etti.
  • 2020 yılı itibarıyla Batı Şeria'da 463.535, Doğu Kudüs'te ise 220.200 kayıtlı yerleşimci yaşıyor. İsrail'in yerleşim birimleri uluslararası hukuka göre yasa dışıdır.
  • Kudüs'te bulunan Eski Şehir, diğerlerinin yanı sıra Mescid-i Aksa Yerleşkesi, Ağlama Duvarı, St James Katedrali ve Kutsal Kabir Kilisesi'ne ev sahipliği yapmaktadır.
  • İsrail yerleşimleri, işgalci bir gücün nüfusunu işgal ettiği bölgeye nakletmesini yasaklayan Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal ettiği için uluslararası hukuka göre yasa dışıdır.