Elektrikli araçlardan taşınabilir elektronik cihazlara kadar pek çok teknolojinin temel bileşeni olan lityum, artık daha çevreci ve verimli bir yöntemle çıkarılabilecek. ABD'deki Penn State Üniversitesi araştırmacıları, karbon emisyonlarını %75 azaltan ve %92,2 verimlilik sağlayan yeni bir yöntem geliştirdi.
Bu yenilikçi süreç, lityum madenciliğinde düşük maliyet ve çevre dostu bir üretim imkanı sunarak mevcut yöntemlere kıyasla devrim niteliğinde bir alternatif oluşturuyor.
Yeni Yöntem Lityum Üretimini Nasıl Değiştiriyor?
Mevcut lityum üretim süreçleri genellikle iki ana yöntemle gerçekleşiyor:
-
Tuz Göllerinin Buharlaştırılması: Bu yöntemde büyük göletler oluşturuluyor ve tuzlu suyun buharlaştırılması ile lityum elde ediliyor. Ancak bu süreç çok uzun sürüyor ve büyük miktarda su kaybına yol açıyor.
-
Cevherden Asitle Çözündürme: Kayaçlardaki lityum, güçlü kimyasallar kullanılarak çözündürülüyor. Ancak bu yöntem de ciddi çevresel zararlara ve yüksek karbon emisyonuna neden oluyor.
Penn State Üniversitesi ekibinin geliştirdiği yeni elektro-kimyasal yöntem, bu iki yöntemin olumsuz etkilerini ortadan kaldırarak elektrik akımı ve hidrojen peroksit kullanarak lityum iyonlarını verimli bir şekilde ayırıyor.
Daha Düşük Maliyet, Daha Az Sera Gazı Emisyonu
Yeni sistemin en büyük avantajlarından bazıları şunlar:
-
%92,2 verimlilikle lityum çıkarımı sağlıyor.
-
Mevcut yöntemlere göre %35,6 daha düşük maliyetle çalışıyor.
-
Yüksek sıcaklık gerektirmeden, sadece elektrik enerjisi kullanarak işlem yapıyor.
-
Doğal gaz kullanımını ortadan kaldırarak sera gazı emisyonlarını %75 oranında azaltıyor.
Penn State Üniversitesi Enerji Mühendisliği Profesörü Feifei Shi, yeni yöntemin lityum üretiminde köklü bir değişim yaratabileceğini ve bu teknolojinin endüstriyel kullanıma hızla adapte edilebileceğini belirtti.
Lityum Madenciliğinin Geleceği
Lityum madenciliğinde çevresel etkileri en aza indirmek küresel ölçekte büyük bir öncelik haline geldi. Elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji teknolojileri yaygınlaştıkça lityuma olan talep de hızla artıyor.
Yeni geliştirilen yöntem, hem sürdürülebilir madenciliği destekliyor hem de karbon ayak izini azaltarak küresel çevre politikalarına uyum sağlıyor.