İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 8. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye’nin ekonomik durumuna ve gelecek hedeflerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, mevcut ekonomik sıkıntıların çözümü için zihinsel bir değişim gerektiğini belirterek, yeni bir ekonomik modelin önemine dikkat çekti.
“TÜRKİYE EKONOMİSİ CİDDİ BİR DAR BOĞAZDA”
Konuşmasında Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu zorluklara değinen İmamoğlu, geçmiş yıllardan kalan yanlış politikaların etkisinin sürdüğünü ifade etti. Şu sözlerle mevcut durumu özetledi:
“Ekonomik politikalarımız maalesef etkili bir analiz yapılmadan uygulanıyor. Bu da ekonomide ciddi dengesizliklere yol açıyor. Eski kemer sıkma politikaları, gelir dağılımı adaletsizliğini daha da derinleştirdi. Halk, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik gibi temel ihtiyaçlarına erişimde ciddi sorunlar yaşıyor. Bu nedenle, ülkemizin rekabet gücünü artıracak ve ekonomik şoklara karşı daha dayanıklı hale getirecek bir paradigmaya ihtiyaç var.”
“YENİ BİR EKONOMİK MODEL ŞART”
İmamoğlu, mevcut politikaların sürdürülebilir olmadığını belirterek, Türkiye’nin kalkınması için yeni bir hikaye yazılması gerektiğini ifade etti:
“2024 ve 2025 yılları ekonomik açıdan herkes için daha zorlu geçecek. Bu durumu tersine çevirebilmek için sadece enflasyonla mücadele eden para politikaları değil, daha geniş kapsamlı bir ekonomik reforma ihtiyacımız var. Bu reform, verimliliği artıracak ve uzun vadeli değer yaratacak bir modele dayanmalıdır.”
TÜRKİYE’NİN AVANTAJLARI VE FIRSATLARI
İmamoğlu, Türkiye’nin ekonomik kalkınma için önemli kaynaklara sahip olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Türkiye’nin insan kaynağı, tecrübeli girişimci gücü ve stratejik lokasyonu büyük avantajlar sunuyor. Yer altı ve yer üstü kaynaklarımız, ülkemizi daha güçlü kılabilecek potansiyele sahip. Türkiye, İtalya ile Çin arasındaki en büyük üretim merkezi olma özelliğiyle global ekonomide önemli bir yer tutabilir.”
“PAYDAŞ EKONOMİSİ” MODELİ
Konuşmasında “paydaş ekonomisi” modeline vurgu yapan İmamoğlu, bu sistemin toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını dikkate aldığını belirtti. Modelin temel prensiplerini şöyle özetledi:
“Devlet, sadece şirketlerin kısa vadeli kazançlarını optimize etmekle kalmamalı; tüm paydaşların ve toplumun ihtiyaçlarını dikkate almalıdır. Bu yaklaşım, toplumsal uzlaşıyı ve ortak aklı esas alan ekonomik ve sosyal konseylerin etkin çalışmasıyla mümkün olabilir.”
GLOBAL ARENADA DAHA GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE
Son olarak, sürdürülebilir ve kolektif çabanın önemine değinen İmamoğlu, Bakü’deki COP toplantılarından edindiği izlenimleri paylaştı:
“Dünya artık sadece büyüme ve karlılık odaklı bir ekonomiden, değer üreten bir anlayışa geçiyor. Türkiye, paydaş ekonomisi modeliyle bu dönüşümde aktif bir rol oynayabilir ve global ekonomideki yerini güçlendirebilir.”
