Dengeyi Bozmayın!

Abone Ol

Allah’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Son günlerde dünya gündemine gelen “iklim değişikliği sözleşmesi” ve bu konuda bir araya gelen liderlerin ortak olarak aldıkları kararlara ilişkin birkaç söz ifade etmek istiyorum. Konuya dair bilgi edinmek için İklim Değişikliği Bakanlığımızın internet sitesinde yer alan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi metnine göz atabilirsiniz. İnsan faktörü ve niyetlerimiz. Yapılacak olanın fıtrata uygunluğu nedir? Neye niyet ediliyor ve netice ne olacak? Yazılan ile uygulama arasında çelişkiler ve yetersizlikler bizleri nereye götürecek zaman gösterecek.

İnsanlık var oldu olalı Allah’ın verdiği akıl, ilim, beceri ve ilhamlar sayesinde keşifler yapıyoruz. Her alanda ihtiyaçlarımızı karşıladığımız materyallerin sürekli yenilenerek geliştiğini görebiliyoruz. Barınmadan tedavi yöntemlerine, eğitimden çalışma hayatına dair gelişimin sürdüğünü müşahede ediyoruz. Bu değişim ve gelişime oranla dünyamızı tahrif ettiğimizde bir gerçek olarak ortada duruyor. Bir şeyleri yaparken bir yerleri yıkıyoruz. Bunun tek nedeni bilgi ve tecrübe yetersizliği olduğunu idrak etmek ve kabul etmekten geçiyor.

Doksanlı yıllarda dönemin belediyesi, İstanbul’un Marmara Deniz’i sahiline park bahçe alanı katmak için düzenleme yaptılar. Denize dolgu yaparak sahil boyu uzunca bir alanda çalışma gerçekleşti. Kulağa hoş geliyor, niyetlerde iyi olsa gerek. Konuya dair o döneme ait bir dergide, biyoloji fakültesi öğretim görevlisi bir hocamıza ait bir makalede okumuştum. Sahillerin, ekolojik denge içerisinde balıkların üremesi için gerekli uygun şartları barındıran yer olduğu ve gerçekleşecek bu projeyle yapının bozulacağını, bozulan ortamın geri dönüşümü ve yenilenmesi için elli altmış yıl kadar sürenin geçeceğini gerekçeleriyle açıklamıştı. Söylenilen sürenin halen yarısına gelinmediğini ifade edeyim. Zaman zaman Marmara denizinde ki çeşitliliğin azaldığını da okuyoruz. Dere ve kanal atıklarının denize filtre edilerek atılmasına rağmen bununda bozulmaya etken olduğu aşikâr. Siyasiler benzer gerekçeler ve popüler olma adına bu tür projelere imza atıyorlar. Bilelim ki her yapılan iş bir şeyi değiştiriyor ve o oranda bozuyor.

Yüce Allah, bütün varlıkları birbiriyle ilişkili bir şekilde çok hassas bir denge üzerine yaratmış ve yürürlüğe koymuş olduğunu belirterek, bozulmaması için azami derecede gayret gösterilmesini istemiştir. Aksi durumda, varlıkların birisinde meydana gelen bir bozulmanın, adeta bir makineyi meydana getiren parçaların her hangi birisinin arızası bütün sistemi etkilediği gibi o bütünü oluşturan varlıklar demetinde de aksamalar meydana getirebileceğine işaret edilmiştir. Bu durum çeşitli ayetlerde ve genel bir ifade ile de Rahman suresinin 7-9. ayetlerinde beyan edilmiştir. Bu beyana aldırış edilmemesi halinde ise, hüsrana uğramanın kaçınılmaz olduğu haber verilmiştir.

Bilelim ki bizler cüzi irade ile yaratıldık, mükemmel değiliz. Daha kendimizi tanımış değiliz, her gün yeni bir şey keşfediyoruz. Bilmiyoruz, okumuyoruz, düşünmüyoruz ve anlamıyoruz. “De ki: 'Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.' Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.” (İsra 84) İnsanı tanımlayan ayetlerden zaman zaman örnekler vermiştik. Yaratılmışın en şereflisi olması yanında yaptığı amele göre Rabbimiz insanı çokça zalim, cahil ve aceleci olarak sınıflandırdı.

Cenâb-ı Hakkın yarattığı düzen değişmeden devam ediyor. Allah’u Teâlâ kâinatta ki tüm varlıkları canlı cansız, gördüklerimizin dışında görmediklerimiz ve bilmediğimiz ne varsa, hepsini bir düzen içinde yaratmıştır. Yaratıklarını sonsuz güç ve kudretiyle idare etmektedir. “Bir şeyi istediğinde, O’nun buyruğu 'ol!' demekten ibarettir; hemen oluverir.” (Yasin 82) Bu husus, Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde ilahi iradenin işleyişinin bir eseri ve vahdaniyetinin bir göstergesi olduğu belirtilmiştir. Enbiya Suresi 21. Ayette “Yoksa onlar, yeryüzünden birtakım ilahlar edindiler de ölüleri bunlar mı diriltecek?” Yine Mülk Suresi 3. ayetle “Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahman’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?" sorusu ile tüm insanlığa Allah’ın (cc) iradesinin dışında bir sistemin olamayacağı ve yarattığı düzene aykırı iş yapmanın dünyayı felakete götüreceğini beyan etmiştir.

İlahi kanunun işleyişindeki hassas nizam ve varlıklar aralarındaki mükemmel uyumun keşfedilmemiş nice özellikleri bulunuyor! Bizler bu düzene uymak yerine, bitmez tükenmek bilmeyen konfor ve rahatımız için bozmaya devam ediyoruz. “...De ki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' Doğrusu ancak akıl, izan sahipleri bunu anlar.” (Zümer Suresi 9) Ne yaparsan yap, niyetin ne olursa olsun Allah kalplerde olanı, niyetini ve planını biliyor. “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah’ın her şeye gücü yeter.” (Ali İmran 189) Yapılanların Allah’ın hâkimiyetinin dışında kalmadığını, vaadi gereği hesaba çekilip adil bir şekilde yaptıklarımızın karşılığını göreceğimizi bildiriyor. Şimdi niyetini ona göre belirle, bil ki kılmadığın her bir namaz için dengeyi bozup sana verilenden çalmışındır. Adil davranmadığın zaman yeryüzü sarsılmıştır. Sadece yaptıklarından değil yapmadıklarından da sorumlu olarak ilahi huzurda hesap vereceğiz.

Rabbim bozanlardan değil suyuna göre akanlardan eğle bizleri, bilmediklerimizden ve güç yetiremediklerimizden sorumlu tutma bizleri! Âmin

Selam ve dua ile...