Ateşkes Anlaşması… Gazze Halkının ve Filistin Direnişinin Zaferi

Abone Ol

Ateşkes anlaşmasının sağlandığı ve ilk aşamasının başladığı gelen bilgiler arasında.

Hamas heyeti sorumluluk bilinciyle karmaşık müzakereleri yöneterek bu anlaşmayı gerçekleştirdi ve bu anlaşma; Gazze halkının temel talebi olan saldırının durdurulmasını sağladı.

Gazze Halkı ve Filistin direnişinin soykırım boyutundaki saldırılara rağmen boyun eğdirilemediği bir ortamda geldi bu anlaşma.

Ateşkes Anlaşması… Gazze Halkının ve Filistin Direnişinin Zaferi

  • Gazze'deki ateşkes anlaşması, Gazze Halkı ve Filistin direnişinin "Aksa Tufanı" mücadelesindeki direnişinin bir zaferidir. Bu mücadele, "yenilmez ordu" imajını sarsmış ve işgalci rejimin gerçek yüzünü dünyaya göstermiştir.
     
  • İşgalci rejimin Gazze Halkı ve Filistin direnişine boyun eğdirmedeki başarısızlığı ve direnişin şartlarını kabul etmeye zorlanması; saldırıların tamamen durdurulması ve Gazze Şeridi'nden geri çekilmesiyle sonuçlanmıştır.
     
  • Gazze Halkının, topraklarından ayrılma ve davasının yok edilmesi planlarını boşa çıkarmadaki rolü ve direnişi dünyada ki tüm mazlumlara örnek olmuştur.
     
  • Gazze Halkı ve Filistin direnişi, işgalciyi müzakere masasına oturmaya zorlayarak, saldırının hiçbir hedefine ulaşamamasını sağladığı bir süreç yaşanmıştır.
     
  • Bu anlaşma, Gazze'deki halkı koruma ve saldırıları durdurma sorumluluğu gereği gerçekleştirilmiştir.
     
  • ABD (Biden yönetimi) ve bazı Batılı ülkelerin işgale desteği ifşa edilmiş, uluslararası toplumun çifte standartlı tutumu ve adaletsiz yaklaşımı ortaya çıkmıştır.

Aksa Tufanı Mücadelesi

  • 7 Ekim'deki Aksa Tufanı, Filistin davasını tasfiye etme ve Mescid-i Aksa üzerindeki hâkimiyet planlarına karşı zorunlu bir tepkiydi.
     
  • İlk gün alınan büyük zafer, işgalci ordunun gücünü kırdı ve Filistin Halkının direnişiyle desteklenerek, İşgalci İsrail’in başarısızlıklarını artırdı.
     
  • Bu mücadele, Filistin Direnişi’nin Filistin'in kurtuluşu yolundaki en önemli aşamalarından biri olarak tarihe geçmişti.

Filistin Halkının Destansı Direnişi

  • Gazze halkının kadın-erkek, genç-yaşlı demeden işgalciye karşı gösterdiği sabır, metanet ve dayanışma mazlumlara umut olurken, her türlü takdirin de üzerindedir.
  • Filistin Halkının toprağına ve kutsallarına bağlılığı, işgalcinin planlarını boşa çıkaran en önemli etken olmuştur.
     
  • Sağlık, medya, sivil savunma ve diğer tüm alanlarda Gazzelilerin gösterdiği fedakârlıklar, bu süreçte büyük önem taşımıştır.

Kassam Tugayları ve Direnişin Rolü

  • Kassam Tugayları’nın ve diğer direniş gruplarının cesareti, disiplini ve stratejik başarısı, işgalcinin büyük kayıplar vermesine neden olmuştur.
  • Direnişin hem askeri hem de insani alandaki başarısı, Filistin halkının haklı mücadelesine güç katmıştır.
  • Direnişin kahramanları, Filistin tarihindeki en büyük operasyonu işgalci zalimlere karşı planlayıp gerçekleştirdi. Gece gündüz, eğitim, planlama, sabır ve kararlılıkla çalıştı. Azim, irade ve inançla donanarak sonunda en gelişmiş silahlar ve teknolojilerle donatılmış, devletler ve hükümetler tarafından sınırsız desteklenen işgalci terör ordusunu bozguna uğratmayı başardı.
  • Kassam Tugayları'nın yanı sıra Filistin direniş grupları, özellikle Kudüs Tugayları’ndaki direniş güçleri, ortak operasyon odasına katılımı ve tek merkezden büyük bir savaşın yönetilmesi büyük bir ulusal başarı oluşturdu. Bu başarı, düşmanı şaşırtmaya ve Gazze Şeridi’nin her bölgesinde meşgul etmeye katkıda bulundu.
  • Ayrıca, direniş tarafından üretilen silahlar; Yasin 105 roketleri, patlayıcılar, keskin nişancılar ve havan toplarıda direnişte ve ortaya konulan mücadelede oldukça önemli yer tuttu.
  • Kassam Tugayları başta olmak üzere tüm direniş unsurları, siyonist kara saldırılarına karşı koymada adeta destan yazdı. Pusu ve savaş taktikleri, düşman mevzilerine baskınlar, istihbarat savaşları ve akıl oyunları gibi alanlarda üstün başarı elde edildi.
  • Filistin direnişinin yüksek düzeydeki savaş performansı, en üst düzeyde cesaret, bireysel ve toplu operasyonlarda üstün kabiliyeti dikkat çekiciydi. Direnişin, işgalci ordunun askerlerine ve araçlarına verdiği ağır kayıplar İsrail’in savaş kapasitesine oldukça büyük hasar verdi.
  • Hamas Hareketi, Kassam Tugayları, İslami Cihad, Kudüs Tugayları ve diğer Filistin direniş grupları Allah’a inanan, Rabbine güvenen, göç, kayıp, açlık ve temel insani yaşam koşullarının yokluğu gibi acılara rağmen sabırla direnen, teslim olmayı ve boyun eğmeyi reddeden bir imana sahip olduklarını tüm Müslümanlara gösterdi.

Direniş Ekseni ve Destekçi Ülkeler

  • İran, Hizbullah, Yemenli Ensarullah hareketi ve diğer direniş güçlerinin maddi ve manevi desteği her türlü övgüye layıktır.
  • İran İslam Cumhuriyeti Filistin direnişlerini desteklemek için para, silah ve siyasi pozisyonlar açısından sağladıkları ve sağlamaya devam ettikleri tüm destek ortadadır. Bunun sonucunda maruz kaldıkları tehditler ve Siyonist varlığın derinliklerinde doğrudan askeri müdahale de Siyonist İsrail’in bölgede ki varlığını tehdit etmeye devam etmektedir.
  • Hizbullah'ın 8 Ekim'den bu yana oluşturduğu destek cephesindeki büyük fedakarlıklarına da hep birlikte şahitlik etmiş bulunuyoruz. Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah ve beraberindekilerin şehit olması, bütün yaşananlara rağmen, Filistin Direnişini destekleme konusundaki kararlılıkları da takdirle karşılanmalıdır.
  • Lübnan’da Hizbullah’ın yanı sıra Cemaati İslamiye’nin Silahlı kanadı Fecr Kuvvetleri de imkanları ölçüsünde savaşa dahil olmuş, Siyonist İsrail’e kayıplar verdirmeyi başarmıştır.
  • Yemen Silahlı Kuvvetleri ve Ensarullah Hareketi’nin Aksa Tufanı savaşına katılımı ve bütün imkansızlıklara rağmen mücadeleden geri durmayışı tüm dünyaya örnektir. Filistin ve Mescid-i Aksa'nın savunulması için, tüm Amerikan, İngiliz ve Batılı saldırılara ve tehditlere rağmen geri adım atmayan ve mücalesine devam eden Ensarullah Hareketi ve Yemen Direnişinin duruşu önemli ve manidardır.
  • Irak ve Suriye’de ki İslami Direniş Tugayları'nın da desteklerini unutmamak gerekmektedir.
  • Bu birliktelik D-8 ile oluşturulmayı planlanan İslam NATO’sunun aslında ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmış, İslam ülkelerine adeta hal diliyle bu çağrıyı yapmıştır.
  • İslam ülkelerinin orduları ve savunma üçleri eğer bir birliktelik sağlarsa dünyada ki bütün zulümlerin duracağı mesajı net alınmıştır.
  • Küresel Emperyalizm ve Siyonizm İslam dünyasını mezhepsel, ırksal ve farklı saiklerle bölmeye ve birbirine düşman etmeye çalışmaktadır. Bunun önüne acilen geçilmeli ve birlik sağlanmalıdır.

Siyonist saldırganlığa karşı uluslararası  tutumlar

  • Avrupa, Amerika, Asya, Afrika,i Türkiye ve her yerde sokaklara ve meydanlara çıkan Türk, Arap ve İslam halklarının, özgür dünya halklarının, dünya üniversitelerini ve enstitülerini saran öğrenci hareketinin hepsi Filistin davasına yeniden sarılmış,  özgürlük davası olduğuna olan inanç temelinde, işgalin suçlarını ve vahşi katliamlarını reddettiklerini ifade etmişlerdir.
  • Güney Afrika Devleti'nin Uluslararası Adalet Divanı'ndaki cesur duruşu ve tarihinde ilk kez işgali buraya taşıyarak soykırım savaş suçlarını ifşa etmesini hem direniş açısından hem de İsrail açısından adeta bir dönüm noktasıdır. Başta Güney Afrika olmak üzere davayı destekleyen ve davaya katılmak için resmi talepte bulunan Nikaragua, Kolombiya ve Türkiye’nin de cesareti ve kararlılığı önemlidir.
  • ABD'nin Güvenlik Konseyi'nde Filistin Direnişini terörizm olarak tanımlayan ve suç sayan kararlar alma girişimleri yoluyla Filistin Direnişi’ni yok etme girişimlerini engelleyen hem Çin'in hem de Rusya'nın tutumu Siyonist varlığa karşı verilen mücadelenin uluslararası düzeyde bir sembolü olmuştur
  • Türkiye Cumhuriyeti'nin Filistin Halkına karşı destekleyici tutumunu, Katar ve Mısır'ın saldırganlığın durdurulması müzakerelerindeki arabuluculuk rolünü desteklemesini ve takip etmesi, bu ülkeleri siyasi baskıya alıp süreci hızlandırması da önemli bir etkendir.
  • Türkiye’nin 6 Ekim’e geri dönmek yerine 1967 sınırlarına vurgu yapmıştır. Türkiye bu sürecin sonunda, ödenen bedelin neticesinde, bir Filistin Devleti idealini hayata geçirmek ve bölgede istikrarsızlığı bitirmek, işgali sonlandırmak ve güvenlik tehdidini ortadan kaldırmak için başta Suudi Arabistan, Mısır ve bölge ülkeleri olmak üzere bir siyasi program yürütmektedir.
  • Türkiye’nin bu planı ilk başlarda bir etki oluşturmasa da bölge ülkelerinin İsrail’in Gazze’den sonra o ülkeleri hedef alacağı gerçeğinin ortaya çıkmasıyla, Türkiye’nin projesine sahip çıkma eğilimini artırmıştır.
  • Bu projenin bölgesel bir stratejiye dönüşmesi ve başta Mısır ve İran olmak üzere bölge ülkeleri tarafından güçlü bir destekle hayata geçirilmesi önümüzdeki süreçte gerçekleşecektir.

Ateşkes Sonrası Öncelikler

  • Gazze’ye insani yardımın ivedilikle girmesi sağlanmalıdır.
  • Gazze Şeridi'ndeki yıkımın ortadan kaldırılması ve Gazze’nin yeniden ihyası hızlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
  • Gazze Şeridi'ndeki halkın refahını artırmak için çalışmalarını başlaması, en kısa sürede normal hayatlarına dönebilmeleri sağlanmalıdır. Hastaneler, okullar, fırınlar ve tüm kamu tesisleri yeniden inşa edilerek, onurlu ve şerefli bir mücadele veren Gazze Halkının, hak ettiği hayatı sürmesini sağlanmalıdır.
  • Gazze ve Filistin Halkının yaralarının sarılması ve rehabilitesi sağlanmalıdır.
  •  Filistin Direnişi güçlendirilmeli, bunun için uluslararası topluma çağrı yapılmalıdır.
  • Mübarek Mescid-i Aksa'ya yönelik tehditlerin devam ettiği gerçeğinin unutulmaması ve bu mücadelenin, Mescid-i Aksa ve çevresini işgalcilerden temizleyinceye kadar devam edeceği bilinmelidir.
  • Filistin direnişi, Siyonist İşgalci İsrail anlaşmanın şartlarına bağlı kaldığı sürece anlaşmaya bağlı kalacaktır. Aksi takdirde, işgalcinin anlaşmada belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmede herhangi bir geri adım atması veya manipülasyon yapması durumunda bununla başa çıkmaya tamamen hazır olduğu ortadadır.

Filistin Davası İçin Stratejik Başarılar

  • Aksa Tufanı, Filistin davasını yeniden uluslararası gündemin merkezine taşımış, işgalci rejimin vahşi yüzünü bir kez daha ifşa etmiştir.
     
  • Filistin halkının haklı mücadelesinin dünya çapında daha fazla destek görmesini sağlamış, Hamas ve Filistin direnişine vurulmak istenen ‘Terörist’ damgası etkisiz kalmıştır.
     
  • Siyonist İşgalci İsrail’le Filistinlilerin mücadelesi devam etmektedir. Bu sadece askeri bir mücadele değil, bir irade savaşıdır. Siyonist İşgalci İsrail Filistin Halkının iradesini kırmayı başaramadı, bunun aksine İsrail’in iradesi kırılmış, savaşın başından bu yana ilan ettiği hedeflerden hiçbirine ulaşamadan Gazze'den çekilmiştir.
     
  • Siyonist İşgalci İsrail iç cephede zayıflamış, savaşın Siyonist toplumda oluşturduğu derin travma ve büyük çatlak, tersine göç, hükümet ve güvenlik sistemindeki istifalar İsrail’i oldukça yıpratmıştır.
     
  • Aksa Tufanı, Filistin Halkının işgalden kurtulma gücüne olan güvenini perçinlemiştir.
     
  • Aksa Tufan Savaşı, halklar ve gelecek nesiller için bir ilham kaynağı olmuş, halkların etkileme ve değiştirme gücünü ortaya koymuştur.
     
  • Savaş, işgalcilerin Filistin halkını topraklarından çıkarma politikasının başarısızlığını doğrulamıştır.
     
  • İslam ülkeleri ile İsrail arasında ki normalleşme anlaşmalarına ve bölgedeki normalleşme planlarına ağır bir darbe vurulmuştur.
     
  • Batı Şeria ve işgal altındaki Kudüs'te mücadele, işgalcilerin toprakları ve kutsal mekanları ele geçirme ve yerlerinden etme planlarıyla mücadele ederek devam ediyor. Ateşkes sonrası tüm gözler Batı Şeria ve Kudüs’te olacaktır.
     
  • Batı Şeria kamplarında çatışmalar sürerken, işgalcilerin oradaki direnişi ortadan kaldırma girişimlerine karşı da etkin bir mücadele veriliyor.
     
  • İşgalcileri ve onların destekçilerini dünya çapında savaş suçlusu ilan etmek için çalışmalar başlamış ve devam ediyor.
     
  • Dünya genelinde İsrail mallarını boykot tüm gücüyle ve yaygınlaşarak devam ediyor. İsrail’in ve destekçilerinin ekonomik kayıpları da artarak devam edecektir.