Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Allah, bir kula buğz ettiği zaman, ondan hayâyı soyup alır. Hayâyı alınca da sen, o kimseyi sevmeyen ve sevilmeyen bir kimse olarak görürsün. Allah, emaneti de ondan alır. Emaneti alınca merhameti de alır. Merhameti alınınca İslam’ın esasını da ondan alır. İslam’ın esası alınınca da artık onu kovulmuş bir şeytan olarak görürsün. (İbni Ömer r.a)
İmanın şartlarından biri de hayrın ve şerrin, Allah’tan geldiğine inanmaktır. Kul, hayra şükretmeli, şerre ise sabretmelidir. Böyle yapmayanları Yüce Allah, bir hadis-i kudside insafsızlar diye itham etmekte ve onlara gazap ettiğini şöyle bildirmektedirler: “Ey Âdemoğlu, ne ile insafa geleceksin? Ben sana nimetlerimle sevgimi açıklıyorum. Sen ise isyanlarınla beni gazaplandırıyorsun. Benim hayrım sana iniyor, senin şerrin bana yükseliyor. Bir kerim melek hergün ve her gece bana senden çirkin bir amel getiriyor. Ey Âdemoğlu, birisi senin vasfını, senin olduğunu bildirmeyerek saysa ilk kızan sen olursun”. (Hz. Ali r.a)
Peygamber Efendimiz, muhtelif hadislerinde Allah’ın buğz ettiği kimselerin özellikleriden şöyle bahsetmiştir:
-Yalan söylemek,
-Kibirlenmek,
-Sürekli içinde din kardeşlerine karşı kin beslemek,
-Dünyevi menfaatler de aşırı hırslı olmak,
-Çarşı pazarlarda sesini çok çıkarmak,
-Acıkmadan yemek,
-Uykusu yokken uyumaya yatmak,
-Sebepsiz yere gülmek,
-Musibetler karşısında feryad etmek,
-Allah’ın verdiği nimetlerden dolayı şükrünü eda yerine çalgı çalmak,
-Allah ve resulüne çağrıldıklarında yavaş davranmak,
-Şeytan ve onun emrine çağrıldıklarında süratle hareket etmek.
Onlar,
-Yaptığı iyilikleri başa kakan,
-Böbürlenen kibirli kimse,
-Hasis yani paraya mala aşırı düşkün olan ve harcamayı, özelliklede infak etmeyi sevmeyen,
-Ticarette çok yemin eden,
-Doyduğundan fazla yiyen,
-Allah’a itaatten gafil olup, sünneti terk eden,
-Komşusuna eza eden,
-Cahiliye adetlerini ihya eden,
-Haksız yere bir kimsenin kanının akıtılmasına yol arayan,
-Yanlışı doğru, doğruyu yanlış gösteren,
-Yetim hakkı yiyen… kimselerdir.
Yüce Allah, gadabını nasıl ulaştırır?
Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu: ‘Allah, bir ümmete gadab ederse, onların fiyatlarında pa-halılık, çarşısında kesadlık olur. Aralarında fesatlık çoğalır ve iş başındakilerin zulmü artar. Bundan sonra zenginleri zekât vermez. Baştakiler, iyi idare etmez ve fukarası da namaz kılmaz olur.” (ibni Abbas ra)
Yüce Allah kullarına gadab etmez. Ancak kulların Allah’ın gadabına vesile olması ve O’nun da gadab etmesi halinde ise melekler tesbihe dururlar.
Peygamber Efendimiz buyurdu ki: ‘Allah’tan gafil olmayın. Zira huşulu gençler, rükû eden ihti-yarlar, otlayan hayvanlar, emzikli çocuklar olmasaydı, sizin üzerinize azap dökülür de dökülür-dü.” (Ebu Hüreyra r.a)
Yine şöyle buyurdu: ‘Allah, her bir şeyi, ona galip gelecek bir şeyle yarattı. Rahmetini de gadabını yenecek şekilde yarattı.’ (Ebu Said r.a)
Ey inananlar!
Allah’tan korkunuz ve O’nun gadabına vesile olacak işlerden kaçınınız. Allah’ın merhametine sığınınız. Çünkü O’nun merhameti gadabından daha yüce ve daha üstündür.
Rabimiz! Bizi sen yarattın, mayamızda iyi ve kötü huylar murad ettin. Ancak iyi huylarımızı sergileyip, kötü huyları yapmaktan da kaçınmayı emrettin. İyilik yapanlara rahmetinin, kötülük yapanlara ise buğz etmekle beraber gadabının ulaşacağını bildirdin.
Ya Rab! Bizler aciz ve zayıf kullarınız. Dilersen bizi hidayete erdirir, dilersen yolundan sapanlardan edersin. Yolundan sapmak istemiyoruz! Bizi hidayet üzere kıl! Buğzundan ve gazabından korkuyoruz! Bizi günahlardan sakınan kullarından kıl! Senin rahmetin gadabından büyüktür, üstündür. Bize sonsuz rahmetinle merhamet eyle
Âmin…