DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, erken seçim tartışmaları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Babacan, “Altı ay, bir sene önce olacağına zamanında olsun deriz” diyerek, erken seçime karşı olduklarını belirtti. Erdoğan’ın yeniden aday olmasının hukuki açıdan mümkün olmadığını dile getiren Babacan, “Artık bir kenara çekilmeli ve başkalarının önünü açmalı” dedi.
Erken seçim tartışmaları: “Hukuki gerçekliği bozmaya karşıyız”
TELE1 TV’de gazeteci Zeynel Lüle’nin programına katılan Babacan, erken seçim ihtimalini değerlendirdi. “Seçimi sadece altı ay öne almak için hukuki gerçekliği bozmaya karşıyız” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin en büyük sorunu hukuksuzluk. Yönetim ilkesi açısından da yanlış, hukuki olarak da doğru değil. Eğer Erdoğan bir daha aday olursa bu, dördüncü dönemi olacak. Artık bir kenara çekilmeli, başkalarının önünü açmalı.”
Babacan, iktidarın tek başına erken seçim kararı almasının mümkün olmadığını vurgulayarak, Anayasa’daki ilgili maddeye dikkat çekti:
“Eğer Meclis erken seçim kararı alırsa Cumhurbaşkanı üçüncü kez aday olabilir. Bu yüzden erken seçim tartışmalarının temelinde o madde var. Ancak iktidarın bu kararı tek başına alacak gücü yok.”
“Biz Erdoğan’ın tekrar aday olmasını doğru bulmuyoruz”
Babacan, DEVA Partisi olarak Erdoğan’ın yeniden adaylığını hukuki olarak doğru bulmadıklarını belirtti. YSK’ya yapılan başvuruların da bu görüşü desteklediğini söyledi:
“Erdoğan ilk kez 2018’de Cumhurbaşkanı seçildi ama 2014’ten itibaren bu görevi yürütüyordu. Anayasa’ya göre artık bir daha aday olamaz.”
RTÜK tartışması: “Haberleri sansürlemek RTÜK’ün görevi değil”
Babacan, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in ana haber bültenlerine ilişkin açıklamalarına da tepki gösterdi. RTÜK’ün medya üzerindeki baskısına dikkat çekerek şunları söyledi:
“RTÜK’ün görevi, ‘doğru haber yapın’ demek olabilir ama ‘iyimser haber yapın, kötümser haber yapmayın’ demek değildir. Bu, tarafsız bir medya düzenine aykırıdır.”
Babacan, hükümetin zaten geniş bir medya gücüne sahip olduğunu, ancak halkın ekonomik sıkıntıları görmezden gelerek mutlu edilemeyeceğini belirtti:
“Emekliler, ucuz et alabilmek için saatlerce kuyruk bekliyor. Asgari ücretle geçinmek imkansız hale gelmişken, televizyonlardan ‘iyimser haber’ vermek kimseyi mutlu etmez.”
