ABD-Rusya Yakınlaşması: Yeni Bir Denge mi, Tehlikeli Bir Ortaklık mı?

Abone Ol

Dünya her geçen gün krize sürükleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın ocak ayında görevi eski Başkan Joe Biden’dan görevi devralması küresel krizi tetikledi.

Trump hayasızca gördüğü her yere müdahil oldu.

Önce Panama, Kanada ve Meksika körfezi ile ilgili söylediği sözler; Ardından ise Gazze’yi işgal edeceğini açıklaması.

Tam bir akıl tutulması.

ABD-RUSYA BLOK’U MU KURULUYOR?

Sadece bununla da sınırlı kalmıyor Trump, Rusya-Ukrayna savaşını bitireceğim derken aslında Rus yanlısı bir politika izliyor.

Evet ABD ve Rusya yan yana geliyor.

Ne kadar garip değil mi?

New York'taki BM Genel Merkezi'nde pazartesi günü dikkat çeken bir oylamaya yapıldı.

Söz konusu oylama Rus askerlerinin Ukrayna’dan çekilmesine yönelikti. Peki bu oylamayı önemli kılan neydi?

Hemen sizinle paylaşayım.

Oylamada eşine az rastlanır bir durumun yaşandı. Belki de daha önce hiç eşi benzeri olmaya bir olay.

Oylamada ABD, Rusya ile beraber ret oyu veren ülkeler arasına girdi. Tabi İsrail’i de unutmayalım.

ABD-RUS DOSTLUĞUNUN TEMELİ SURİYE’DE ATILDI

Suriye’de yıllarca süren iç savaş, muhalif grupların yeniden ayaklanması ile tekrar alevlendi.

Sadece birkaç günde HTŞ Şam’a girdi.

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ise ailesi ile birlikte Rusya’ya kaçtı.

Bu gelişmelerin bir anda yaşanmış olması tesadüf mü sizce de?

Bence değil.

Öyle ki masada hangi pazarlıklar döndüğünü zaten az çok tahmin edebiliyoruz.

Rusya belli ki Ukrayna’yı istedi.

ABD ise karşılığında Suriye’yi.

TRUMP RUSYA’NIN ADAMI MI?

ABD Başkanı Donald Trump’ın daha önceki başkanlık dönemini hatırlayalım.

Amerika’da seçimler biter bitmez farklı iddialar ortaya atılmıştı.

Bu iddialardan en çarpıcı ve üstünde durulun ise Rusya’nın ABD seçimlerine müdahale etmiş olabileceği idi.

Zaten Donald Trump ile Vilademir Putin arasında o dönemde de su sızmıyordu.

Yanlış hatırlamıyorsam 2017 yılında FBI ilginç bir raporu kamuoyu ile paylaşmıştı.

Peki neydi bu rapor?

Trump’ın kazandığı ABD başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale ettiği iddiasını FBI doğrulamıştı.

Raporda Putin’in kampanyaları etkileme emri verdiği belirtilmişti.

O dönem Ulusal İstihbarat Direktörü olan James Clapper durumu şu ifadeler ile özetlemişti:

“Halkın ABD’nin demokratik sürecine inancını zedelemek, Demokrat aday Hillary Clinton’ı karalamak, seçilebilirliğine ve başkan seçilmesini önlemek amacıyla 2016 seçim kampanyalarını etkileme emrini Putin’in verdiğini değerlendiriyoruz… Rus istihbarat servislerinin 2016 başkanlık seçimleriyle ilişkili iki büyük parti dahil önemli kişi ve organizasyonlara yönelik siber operasyonlar yaptığı konusunda güçlü bir kanaate sahibiz”

KÜRESEL BİR DEĞİŞİM VAR

Bu yazıda sürekli ABD başkanı Donad Trump’tan bahsettim, farkındayım.

Ancak dünya siyasi ve ekonomik olarak çok farklı bir noktaya gidiyor.

Uluslararası yaşanan bu gerilimin ne zaman patlayacağı ise belirsiz.

ABD’nin uyguladığı yeni gümrük vergiler, Çin’in dünya ekonomisini kapsayan geniş etkisi ve daha bir çok gelişme…

Yakın zamanda olmasa da bir zaman sonra dünya üzerindeki ittifakları doğrudan etkiliye bilir.

ABD, NATO'dan çıkabilir.

Askeri güç olarak Avrupa Birliği ise Türkiye’yi yanında tutmak için AB’ye alabilir.

ABD ve Rusya ise Çin devletini açıktan ya da el altından düşman ilan edebilir.

Bunların hepsini birlikte göreceğiz.

BEN DEMİŞTİM OLDU. O KULİSİ İLK BU SATIRLARDA OKUDUNUZ!

“Ben demiştim oldu” demeyi çok sevmesem de bu kez bu sözü ifade edeceğim.

Neden mi?

Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti'den istifa eden Ünal Karaman ve Salim Ensarioğlu ile Gelecek Partisi'nden dün istifa eden Serap Yazıcı Özbudun AKP'ye katıldı.

Gelecek Partisinde yaşanan istifa her ne kadar beni şaşırtsa da İYİ Parti’den yapılan istifalar şaşırtmadı.

04.02.2025’te yayınlanan yazımda sizler ile paylaştığın bir nokta vardı.

O noktada ise şu ifadeler:

“Bende dün siyasetin içinde olan sevdiğim bir büyüğüm ile görüştüm.

Oda bu konuda olasılığın yüksek olduğu hatta İYİ Parti’den birkaç kişinin daha ayrıldığını önümüzdeki günlerde görebileceğimizi söyledi.”

Gerçekten de böyle oldu. İYİ Partiden 2 isim daha AKP’ye geçti.

Daha doğrusu AKP ile yakınlaşan, seçim dönemi denilen sözleri yutan Meral Akşener iki vekilini daha AKP’ye geçirdi.

Ne diyelim…

Görülen köy klavuz istemezmiş!

Kalın sağlıcakla…