Almanya, ABD’nin New York Federal Rezerv Bankası’nda saklanan 1200 tonluk altın rezervini ülkeye geri getirmeyi masaya yatırdı. Almanya’nın en büyük gazetelerinden Bild’in özel haberine göre, Donald Trump’ın ticaret savaşını yeniden alevlendirmesi, Berlin’de ciddi bir ekonomik güven sorununa neden oldu.
Trump’ın AB ülkelerine yönelik yüzde 20’lik yeni gümrük tarifeleri açıklaması, Almanya’daki muhafazakâr siyasetçilerin altın rezervlerinin konumunu sorgulamasına yol açtı. CDU/CSU milletvekilleri, altının Frankfurt veya başka bir Avrupa başkentine taşınmasını öneriyor.
113 milyar euroluk rezerv risk altında mı?
New York'taki Federal Rezerv Bankası’nda tutulan altınların toplam değeri 113 milyar euroyu aşıyor. Bu rakam, Almanya’nın dış krizlerdeki ekonomik istikrarı açısından büyük önem taşıyor. Ancak güvenli liman olarak görülen ABD'deki politikaların öngörülemezliği, Berlin’i rezerv stratejisini gözden geçirmeye zorluyor.
Bugüne kadar Almanya, kriz anlarında dolar likiditesine hızla ulaşmak için rezervlerinin bir kısmını ABD'de tutmayı stratejik buluyordu. Fakat Trump'ın 2 Nisan’da yürürlüğe soktuğu ithalat tarifeleri, Almanya’da bu stratejinin yeniden değerlendirilmesine neden oldu.
"Altın Avrupa’ya dönmeli"
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nden (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nden (CSU) gelen çağrılar giderek daha güçlü hale geliyor. Bazı milletvekilleri, ABD’deki ekonomik dalgalanmalar ve siyasi belirsizlik göz önünde bulundurularak, altınların Frankfurt’ta ya da Avrupa Merkez Bankası’na yakın bir bölgede tutulması gerektiğini savunuyor.
Bild gazetesine konuşan kaynaklar, Trump’ın agresif ve tehditkâr ticaret dili nedeniyle bu önerinin artık sadece sembolik değil, ekonomik ve stratejik bir zorunluluk haline geldiğini belirtiyor.
Trump’ın tarifeleri Almanya’nın sabrını taşırdı
Trump’ın açıkladığı yeni ithalat tarifeleri, özellikle Avrupa Birliği ülkelerini hedef aldı. Yeni sisteme göre:
-
AB ülkelerinden gelen ürünlere yüzde 20
-
Çin’den gelen ürünlere yüzde 34
-
Vietnam ürünlerine yüzde 46
-
Genel ithalat ürünlerine ise yüzde 10 temel vergi uygulanacak.
Bu tarifeler, özellikle Avrupa’nın otomotiv, çelik ve teknoloji sektörlerini doğrudan hedef alıyor. Almanya gibi ihracata dayalı bir ekonomiye sahip ülkeler, bu politikalardan ciddi oranda etkileniyor.
Bundesbank’tan temkinli açıklama: “Şüphemiz yok”
Almanya Merkez Bankası Bundesbank ise gelişmelere karşı daha temkinli bir tavır sergiliyor. Bild’in konuyla ilgili sorularını yanıtlayan banka yetkilileri, şu an için rezervlerin güvenliğinden endişe duymadıklarını ifade etti.
Bundesbank açıklamasında, “New York Federal Rezerv Bankası’nın altınlarımız için güvenilir ve emin bir ortak olduğundan hiçbir şüphemiz yok” ifadesine yer verildi. Ancak kamuoyunda artan baskı ve siyasi çevrelerden gelen açıklamalar, bu pozisyonun ilerleyen dönemde değişebileceği sinyallerini veriyor.
Altın rezervleri daha önce de taşındı
Almanya, 2013 yılında başlattığı bir programla Fransa ve ABD’deki bazı altın rezervlerini ülkeye geri getirmişti. Bu süreçte toplamda yaklaşık 674 ton altın Almanya’ya taşınmış, işlem büyük bir operasyonla 2017 yılında tamamlanmıştı.
Şimdi ise, özellikle ABD’deki rezervlerin tamamının ya da büyük bir bölümünün taşınması gündemde. Bu karar, yalnızca finansal değil, aynı zamanda jeopolitik bir sinyal olarak da yorumlanıyor.
Yeni soğuk savaşın ilk ekonomik sinyali olabilir
Uluslararası ekonomi uzmanları, Almanya’nın bu hamlesinin sadece ekonomik değil, jeopolitik bir kırılmanın da işareti olabileceği görüşünde. Avrupa ile ABD arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesi, altın gibi stratejik rezervlerin yeniden konumlandırılmasına neden olabilir.
Özellikle Çin, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerin son yıllarda altın rezervlerini kendi ülkelerinde toplama stratejisini benimsemeleri, Almanya’nın da benzer bir yöne gitmesini doğal kılıyor.
